tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Endüstri Mühendisliği Nedir?

11 Temmuz 2013 tarihinde bir yazı dizisine başlamıştım. Ördek – Pancu ve Endüstri Mühendisliği – Bölüm 1 Bu yazı dizisinde size ITU EMT konferansında yaptığım sunumdaki Endüstri Mühendisliği’ni anlatacaktım fakat yarım kalmıştı. Şimdi bakıyorum da yazı dizisi yerine bir yazıda bunu halledebiliriz sanırım 🙂
Endüstri Mühendisliği hakkında bir çok tanım var. Benden bir cümle ile anlatmamı isteseniz sanırım şunu tercih ederdim. Gerçek hayat süreçlerinin amaca uygun olarak modellenmesi, bu modellerin çözülmesi ve bunu yaparken kaynakların en verimli şekilde kullanılmasını sağlayan mühendisliktir.
Aslında Endüstri Mühendisliğinin ne olduğundan daha önemli bir soru var. Bir insan neden Endüstri Mühendisi olmak ister? Bir çocuğa büyüyünce ne olacaksın diye sorulduğunda bugüne kadar hiç bir çocuk Endüstri Mühendisi olacağım dememiştir. Doktor, Pilot, Öğretmen demiştir. Hatta Mühendis demiştir ama Endüstri Mühendisi dememiştir. Aslına bakarsanız, mühendis kelimesi bile Endüstri Mühendisini çağrıştırmamaktadır. Mühendis deyince, Makine, İnşaat, Elektronik hatta Bilgisayar Mühendisliği akla gelmektedir. Peki neden bir insan Endüstri Mühendisi olmak ister? Cevabı çok basit. Endüstri Mühendisinin ne olduğunu anladığı zaman 🙂

Şu anda Türkiye’de çeşitli üniversitelerde okuyan yüzlerce Endüstri Mühendisi var. Yüz yıllardır bitmeyen Endüstri Mühendisliği geyikleri ile karşı karşıya okullarına devam etmeye çalışmaktadır bu genç beyinler. Artık yeter dedirten klişeler vardır.

  • Her işi bilen ama hiçbir işi tam yapamayan mühendisler
  • Ne iş olsa yaparım diyen mühendis
  • Karma mühendislik
  • En yatış mühendislik
bitmediniz


Tabi birde Endüstri Mühendisliğini hiç bilmeyen ya da yanlış bilen kişilerin sıkça sorduğu sorular vardır.

  • Eee siz şimdi mezun olunca ne iş yapacaksınız?
  • Sizde tarım dersi var mı?
  • Tasarım dersi haftada kaç saat (Endüstriyel Tasarım)
  • Sizin bölüm 2 senelik mi? (Endüstriyel Tasarım)

Her işi bilen ama hiç bir işi tam yapamayan mühendisler. Bu tanım biraz kırıcı da olsa ilk kısmı doğrudur. Bilgisayardan, Elektronikten, Makineden hatta Çevre Mühendisliğinden ders alırlar. Berlin Üniversitesi’nde yayınlanan bir tanıtım metaryelinde Endüstri Mühendisliği Ördek olarak anlatılmıştır. Sonuçta Ördek hem karada gider, hem suda yüzer hem de havada uçar. Ama bir kartal kadar iyi uçamaz, bir köpek balığı kadar iyi yüzemez ya da bir çita kadar hızlı koşamaz. Yani Berlin Üniversitesi de yukarıdaki tanımı kabul etmektedir 🙂

ordek_em

cif_aspirin

Ama bunların hepsi safsata. Laf salatasından başka bir şey değil. EM, hakkında bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunan bölüm ve meslektir. Ve unutulmamalıdır ki, Endüstri Mühendisi olanlardan çok, olmayanların hakkında konuştuğu meslektir aynı zamanda 🙂 Yazının en başında bir tanım yapmıştım. Şimdi daha güzel bir tanım buldum. Her yiğidin farklı bir yoğurt yiyişi vardır, Endüstri Mühendisinin amacı bunu standartlaştırmaktır. Aslında Endüstri Mühendisliği bir meslek değil, bir bakış açısı, bir yaşam tarzıdır.
Endüstri Mühendisliği, Aspirin gibidir. Ne zaman hasta olsanız içebilirsiniz. Ya da Cif gibidir. İster banyoda ister mutfakta lekeleri çıkartmak için her zemine uygulayabilirsiniz.

macgyver

Şimdi size dünyadaki ilk Endüstri Mühendislerinden birinden bahsedeceğim. 1986 öncesi doğanların çoğu kendisini tanıyordur. Fakat tanımıyorsanız google size yardımcı olacaktır. Adı Mac Gyver. 1985 ile 1992 yılları arasında TRT’de görev almıştır. Kısıtlı kaynaklar ile en iyiyi bulma konusunda bir dahidir. Bu MAC denen zeki, yakışıklı, yetenekli ve karizmatik kişin eline silah almamakta ve bir adet saç tokası, bir metre paket bandı ve bir deterjan kutusuyla bomba yapabilmektedir. Gerçek bir Endüstri Mühendisi de kısıtlı kaynaklarını en iyi şekilde kullanmalı ve en verimli ve en etkin sistemleri kurmalıdır.

pancu

Ve işte yazımızın belki de yıldızı olan, Türkiye’nin en önemli Endüstri Mühendislerine örnek teşkil edecek kişisine geldi. Daniel Gabriel Pancu. Evet, şaşırdınız biliyorum. Bir futbolcu nasıl Endüstri Mühendisi olabilir? 17 Ağustos 1977’de doğan Pancu futbola kaleci olarak başlamıştır. Fakat sonrasında kariyerine orta saha ve forvet oyuncusu olarak devam etmiştir. 17 Nisan 2005’te Fenerbahçe ve Beşiktaş arasında oynanan ve 3-4 Beşiktaşı’ın kazandığı o efsane maçta Pancu hem forvet, hem orta saha hem defans hem de kaleci oynayarak gerçek bir Endüstri Mühendisi olduğunu göstermiştir. (Ama tabiki bir Alex değil :))

Gördüğünüz gibi hayatımızın her alanında bir Endüstri Mühendisi bulunmaktadır. Aslında insanın olduğu her yerde her zaman verimlilik artışına ihtiyaç olacaktır. Bu sebeple sonu olmayan bir mühendisliktir. Gelin biraz da teknik olarak EM’nin ne iş yaptığına yakından bakalım.

3M: İnsan, malzeme ve makineden oluşan bütünleşik sistemlerin kuruluş ve devamlılığının yönetimi ile ilgilenir.
Köprü: Yapılacak iş ile mühendislik bilgileri arasında bir köprü oluşturur, dekoderlik yapar
Verimlilik: Temel amacı, Etkinliği ve Verimliliği arttırmaktır.
Analitik: Endüstri mühendisliği parçayı değil bütünü göz önüne alarak çalışır, sistemin bütünüyle ilgilenir.
Sosyal: Her türlü uygulamada insan faktörünü dikkate alır. Bu sebeplerden dolayı temel doğa bilimleriyle olan ilişkisinin yanında sosyal bilimlerle de iç içedir.
Kolay, Hızlı, Ucuz: Endüstri Mühendisleri bir işin en kolay, en ucuz, en hızlı yolunu bulur ve bunu yapmaktan haz alırlar.

sektorler

Peki Endüstri Mühendisleri hangi sektörlerde çalışabilirler? Üretimden sağlığa, enerjiden gıdaya, bir çok sektörde çalışabilirler. Aslında sektör bağımsız bir mühendislikten bahsediyoruz. İşte size bir kaç sektör:

meslekler

Peki ne iş yaparlar? İş bulma korkusu yaşamayan mühendislerden bir tanesi EM. Ben bir EM olarak şu ana kadar aynı şirkette 11 farklı pozisyonda çalıştım. Sizler kalite kontrolden stratejik planlamaya, iş geliştirmeden, yazılım uzmanlığına, pazar araştırmasından lojistik planlamaya kadar bir çok işte çalışabilirsiniz.

ornek_meslekler

Bir kaç Endüstri Mühendisi ve çalıştığı pozisyonlar ve şirketleri aşağıda yazdım.

Evet. Dilim döndüğünce size Endüstri Mühendisliğini anlatmaya çalıştım. Umarım faydalı bir yazı olmuştur. Bir sorunuz olursa çekinmeden İletişim bölümünü kullanarak bana ulaşabilirsiniz.

Not: Bu yazı yazılırken, başta Vikipedia olmak üzere, ekşisözlük ve youtube’dan faydalanılmıştır.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Yüksek Lisans Yapmak ya da Yapmamak

Yüksek Lisans çoğu lisans öğrencisinin mezun olduktan sonra, kendince bazı sebeplerden dolayı yapmak istediği eylemdir. Yurt Dışında yapıldığı gibi güzel yurdumun üniversitelerinde de yapılmaktadır. Yurt Dışı fobisi olan yada yurt dışına çıkacak yeterli ödenek bulamayan öğrencilerin tercihi genelde Yurtiçi olmaktadır.

Yüksek Lisans Nedir?
Akademik kariyer yapmak için ilk adımdır. Gelecekte bir doktor yada profesör olmak isteyen kişinin lisans eğitiminden sonra bitirmesi gereken ilk eğitim planıdır. (Yurt dışında yüksek lisans yapmadan direkt doktora yapma imkanı bulunmaktadır). İsmi gibi kendiside gayet Yüksek bir eğitim seviyesidir. Normal eğitim süreci 2 sene sürmekle beraber, tamamlanamayan krediler yada bitmeyen bitirme tezi yüzünden bir sene uzayabilmektedir.

Niçin Yüksek Lisans Yapılır?

1- Yüksek lisans akademisyen olmanın ilk adımıdır.
2- Askerliği tecil ettirmek için bir yoldur
3- Öğrenci haklarını devam ettirmek için

Yüksek Lisansın avantajları
Belirli konularda teorik olarak çok iyi bilgilere sahip olursunuz.
Yüksek Lisans sayesinde İngilizcenin bir hayli gelişir. Öğretim hayatınız makale okumak ile geçtiği için, ve makalelerin çoğu İngilizce olduğu için, ister istemez iyi bir ingilizceye sahip olursunuz.
Toplum arasında, Yüksek Lisans yapan öğrencilere farklı gözle bakılır ve övünerek söz edilir. Özellikle aileler yüksek lisans yapan yavrularını öve öve bitiremez.
Askerliği en az 2 sene tecil etmiş olursunuz.

Yüksek Lisansın DezAvantajları
Lisans Döneminde yata yata geçtiğiniz dönemleri özelmle anarsınız.
Haftada 2 gün okula gitmenize rağmen geçemk için her gün okula gitmeniz gerektiğini düşünürsünüz.
Okula gittiğinizde kendi döneminizden kimseyi göremeyince bunalıma girer ve kendinizi asosyal bir mahluk olarak görürsünüz.
Siz yüksek lisansın ilk döneminin derslerini zar zor tamamladığınızda, arkadaşlarınızın askerden geldiğini görüp bir ah çekersiniz.
Mulakat dönemi tamamen kabus olur. Sizi küçük gören akademisyenler yüzünden okullara karşı büyük bir antipatiye sahip olursunuz.
Mezun olunca ne olcam korkusunu ertelemiş olacağınızdan, tekrar karşılaşma olasılığı yüksek bir durumdur.

Yüksek Lisans Yaparken Çalışmak
Yüksek Lisans yaparken kişilerin çalışma eylemi 2 durumda gerçekleşir. Birincisi part time çalışmak, ikincisi haftada 1 gün şirketten izin almak. Part time çalışma eyleminde, maaşların düşük olmasındna dolayı, çalışıp çalışmadığınızı anlayamazsınız ve genelde bu tarz işle bölümünüzle alakalı değildir. Bu sebeple size fazla gelir getirmezken, yogun bir tempoda hayatınızı sürdürürsünüz.
Haftada birgün izin alarak gittiğiniz yüksek lisans programı, eksik bir porgramdır. Derslerin en az %50 sine giremezsiniz ve çoğu dersten kalırsınız. Geçtiğinizi çoğu derside çok anlamadan geçersiniz. Ortalamyı düşürürseniz okuldan atılmanız muhetemeldir Bu gibi durumlardan dolayı bu yüksek lisans tam oalrak yüksek lisans kategorsine girmez.
Sonuç olarak yüksek lisans, bir işte çalışılmadan gidilmesi gereken bir eğitim dönemidir. Emek ister, azim ister ve sıkıntılı bir dönemdir.

tarihinde yayınlandı 2 Yorum

Mezun olmadan yapılması gerekenler – 1

Mezuniyet sonuç olarak karşılaşacağımız yegane durumdur. Sonuç olarak mezun olmadan önce öğrencilerin önlem niteliği taşıyan bazı olayları gerçekleştirmesi gerekmektedir.

Öncelikle karar mekanizmalarındna biri, mezun olunca ne yapmayı düşündüğüdür.

1-Babamın işi var. Onu devam ettireceğim.
– Babamın işinde mezun olduğum bölümle ilgili çalıaşcağım
– Babamın işinde patron olacağım

2-Hemen Sektöre atlayacağım ve bir firmada mezun olduğum bölüme uygun bir departmanda çalışacağım
– Büyük çaplı bir şirkette çalışacağım
– Küçük çaplı bir şirkette çalışıp her kademeyi öğreneceğim

3-Yüksek Lisans Yapacağım. Çalışmayı düşünmüyorum.
– Asistan olmayı düşünüyorum
– Okumaya doymadım. Biraz daha öğrenci oalrka takılacağım

Bu maddeleri aslında çoğaltmak mümkündür. Fakat yazılı her durum için geçerli bazı olmazsa olmazlar vardır.

Bunların başında, öğrencilik döneminde özgürlüğün tadını çıkarmaktır. Öğrencilik hayatı bitince, evde hiç bir şey yapmadan otursanız bile artık bir eksiklik vardır. Hatta farkedilmesi hiçte zor olmayan bir eksiliktir. Artık gidecek bir yeriniz yoktur. Okula gidipte vakit ölüdermezsiniz yada ders arasına çıkıpta, (okulu sevmeseniz bile) bir iki dolaşayım diyemeyeceksiniz. Okula gideyim ne var ne yok diye bi bakayım deseniz bile, gerek okulun uzaklığı, gerekse de okula gittiğinizde tanıdık simaların az olmasındna dolayı hiç haz duymazsınız. ÖZellikle derse girme gibi bir şansınız olmadığı için, derse girmedeiğiniz için sıkılırsınız (!) Bu sebeple, mezun olmadan önce mutlaka kişinin oturup düşünmesi ve bu okuldan nefret etse bile bunundan zevk alacağı yönü düşünmesi gerekir. (Bunlar Mazohist yada Mazoşist eğilimler değildir)

İkincil olarak, mezun olmadan önce sevdiğiniz arkadaşların değerini daha iyi anlamanız gerekmektedir. Üniveristenin kişiye bıraktığı en önemli miraslardan birisi, arkadaştır. Bu arkadaşlar mezun olduktan sonra sizin sermayeniz olacağını asla unutmayın. Üniversite arkadaşları çok ayrıdır. Özellikle, aynı evi paylaştığınız ve sevdiğiniz arkadaşlarınız varsa içinizde hep bir ukte kalır ve “Hay ben bu vakti geri alabilsem” dememek için bu kişilere önem verin yada önem verilen kişiler olun (Abarttım farkındayım:))

Son olarak, hocalarınızla iyi geçinin. Referans mektubu almak için değil. Onlara mezun olduktan sonra gerçekten ihtiyaç duyacaksınız. Özellikle 2. ve belki 3. madde de ki işleri yaapcaksanız takıldığınız yerler çok olacaktır. Hatta ve hatta, okurken ders çalışmadığınız akdar mezun olduktan sonra ders çalışacağınız konusunda garanti verebilirim.

18 Nisan 2008