tarihinde yayınlandı 6 Yorum

Kullanıcı, Yazılım Uzmanı, İş Analisti, İş Zekası Uzmanı ve İş Analitiği Uzmanı

Son zamanlarda popüler olan ve önümüzdeki 5 yıl daha bu popülerliğini devam ettirecek olan meslekler var. 2012’nin Gözde Meslekleri adlı yazımda popüler olan Veri Madenciliği Uzmanı ve İş analisti 2014 yılında popülerliğini devam ettiriyor. Bunlara ek olarak Türkiye’de son dönemde öne çıkan İş Zekası Uzmanlığı da ön sıralarda yerini almış durumda. Daha önceki birkaç yazımda bu mesleklerin ne iş yaptığını yazmaya çalışmıştım. (1, 2, 3) Bugünkü yazımda size bu mesleklerin ne iş yaptığını farklı bir bakış açısından anlatmaya çalışacağım.

son_kullanici

Bu arkadaşımızın adı Son Kullanıcı (End-User) Kendisi herhangi bir şirkette bir paket programı kullanarak işlerini halletmektedir. Bu bir yazılım programı (SAS, Oracle Retail, LOGO, Netsis, Link, vs.) olabileceği gibi şirketlerin kendi in-house yazdıkları yazılımlarda olabilir. (bknz. LC Waikiki) Muhasebe, İnsan Kaynakları, Planlama, Lojistik vb. süreçlerde çalışmaktadır. Çalıştığı süreçle ilgili olan program modülüne girmekte ve işlerini yapmaktadır.

yazilim_uzmani

Bu arkadaşımızın adı BT Yazılım Uzmanı (IT Software Developer) Bu örneğimizde, kendisi herhangi bir şirkette bir yazılım paketini geliştirmekten sorumludur. Özellikle açık kaynak kodlu yazılım kullanan ve kendi yazılımını kendi yapan şirketlerde bolca bulunur. Asosyal oldukları ve eğlenmeyi bilmediklerine dair söylentiler vardır. Bunların tam aksine hem çok eğlenceli hem de çok sosyal insanlardır.
Son Kullanıcı ve BT Yazılım Uzmanı iş dışında çok iyi arkadaş olmalarına rağmen, konu iş olduğunda hiç çekilmez olurlar. Birinin beyaz dediğine diğer siyah der. İkisi de birbirlerinin işinin çok kolay olduğunu söyler durur.
Son Kullanıcı: Yazılım Uzmanı ne yapıyor ki? Akşama kadar internete girip, yarım saatte bir düğme ekliyorlar. Word’de yazı yazmak ile yaptıkları iş arasında ne fark var ki allasen? Bir günlük işi Bir hafta demiyorlar mı? Full yatış!
BT Yazılım Uzmanı: Adamların hem ekranlarını yap, hem sistemlerini hem yaptıkları işi bil, sonra bıdı bıdı konuşsunlar. Bu kadar ekran, alt yapı olduktan sonra onların işini ben de yaparım. O ekranları paintte yapmıyoruz biz.

yazilimci_kullanici

Bu iki arkadaş yüz yıllardır bir birleri ile anlaşamamışlardır. Şirkette her iki departmanda farklı katlarda bulunmasının nedeni de birbirlerine ulaşamaması içindir. Hatta ve hatta çoğu BT departmanın kapısında kartlı giriş sistemi vardır. Her ne kadar karizmatik görünsün diye yapılmış olduğu düşünülse de asıl sebebi Son Kullanıcı adlı kişilerin içeri girmesinin engellenmesidir.

is_analisti

Bu savaşa bir dur demek, iki tarafın arasında elçi görevi görmek, dekoderlik yapmak için yeni bir pozisyon oluşturulmuştur. Bu savaşı bitiren beyaz atlı şövalyemiz, İş Analistidir. Kendisi, arada kalmışların kahramanı, hem fakirliği hem zenginliği görmüş, BT Yazılım Uzmanının çekilmez hareketlerini, Son Kullanıcın kaprislerini yaşamış sindirmiş ve benimsemiştir. Hem BT’deki hem Son Kullanıcıdaki düşünme yetisine sahiptir. Değişik bir karakterdir İş Analisti. Bu arkadaşımız iletişim gücü yüksek ve analitik yönü gelişmiştir. Yani resmin tamamını görebilen ve gelecekteki ihtiyaçları tahmin edebilen bir yapıdadır. Pratik zekası yüksek, matematik ile arası da iyidir hani. Yazmayı seven, öğrenmeyi seven, düşündüklerini rahat anlatabilen biridir kerata.

yazilimci_kullanici_is_analisti

Kullanıcılarla, yazılım uzmanlarının arasını düzelttik. Artık çok iyi bir şekilde anlaşabiliyorlar. Kullanıcı istiyor, yazılım uzmanı hallediyor. Fakat Kullanıcının dertleri bitmiyor. Ekranlara birçok bilginin gelmesini istiyor. Her şey ekranda olsun, bütün verileri ekrana basalım diyorlar. Yazılım Uzmanları da rahat durmuyor bu arada. İş analistinden gelen analizlerdeki verileri bulabilecekleri veri altyapının olmadığından dert yanıyorlar. İlişkisel veri tabanları iyi hoş da, datamartlar, warehouse sistemleri yok ki özetlenmiş veriden yapalım bazı sistemleri.

is_zekasi

İşte karşınızda ikinci beyaz atlı prensimiz. İş Zekası Uzmanı. Bu arkadaşımız Türkiye’ye yakın zamanda geldi. Yurtdışında doğdu. Gerçi doğum tarihine baktığımızda çok genç olduğunu görmekteyiz.
Daha önce yazdığım yazıda iş zekası hakkındaki şu satılar çok manidardır. “Rekabet dünyasında, çalışanların ve yöneticilerin daha verimli işlere zaman ayırabilmesini sağlayan sistemlerdir. Türkiye henüz olayın ehemmiyetini kavrayamamış olsa da personelin ve zamanın tasarruflu kullanılmaması sonucu elde edilen zararları azaltmaya yönelik raporlama, analizleme, görüntüleme, geliştirme konularında yardımcı olurlar.”
Görevleri ikiye ayrılmaktadır; BT’ye hizmet edenler, kullanıcıya hizmet edenler.
BT’ye hizmet edenler, Veriambarları ve OLAP alt yapılarını oluştururlar. Mimarlara benzerler. Eğer doğru yapıları kurmazlarsa verimsiz sistemler inşa ederler. Türk Müteahhit olarak da düşünebilirsiniz. Kullanıcıya hizmet edenler, veriyi süreçlerin daha verimli olması için geliştirme amaçlı kullananlardır. Yani kullanıcıların raporlama ihtiyaçlarını karşılarlar. Konu hakkında iş bilgisine sahiptirler ve bu bilgi ile teknik bilgiyi harmanlayıp, kullanıcılara sunarlar. Hem alt yapı hem, rapor hem de iş bilgisine sahip oldukları için zor bulunur hint kumaşları gibidirler. Bir iş zekası uzmanının yetişmesi seneler almaktadır.

yazilimci_kullanici_is_analisti_is_zekasi

Ve işte son kahramanımız geliyor. Biliyorsunuz, konserlerde en son sırada en iyi şarkıcılar çıkar. Bizim kahramanımızda en iyi olduğu iddiasındadır. Hem beyaz hem de unicorn bir ata binmektedir. (Unicorn zaten tek boynuzlu efsanevi at demektir. Bir daha at yazmana gerek yoktu)

is_analitigi

Analitik kelimesinin bir kaç anlamı bulunmaktadır. İlk anlamı, parça ile bütün arasındaki ilişkiyi çözmek ve özüne inmektir. Diğer anlamı ise verinin içindeki anlamlı deseni keşfetme sanatıdır.
Peki İş analitiği nedir?
Deloitte’ye göre; İş Analitiği, veri yönetimi ve ticari bilgi ve performans raporlaması (BI) gibi temel konuların yanı sıra tahminsel modelleme, optimizasyon ve simülasyon gibi sofistike konuları kapsamaktadır. Somut verilere ve bilgiye dayalı bir şekilde karar verilebilmesini sağlayan İş Analitiği, firmanızın performansını detaylı bir şekilde anlamanızı ve geleceğe yönelik neler yapılabileceğini belirlemenizi sağlayarak rekabet avantajı elde etmenize yardımcı olacaktır.
İş Analitiği, en uygun yöntem biliminden yola çıkarak son teknolojileri kullanan akıllı sistemler kurarak, iş süreçlerini en etkin ve en verimli hale getirmeyi amaçlamaktadır. Bunu yaparken, Optimizasyon, simülasyon gibi mühendislik çözümlerini kullanırken, veri analitiği ve veri madenciliği kullanarak verinin içindeki anlamlı deseni keşfetmektedir. Sektör hakkındaki bilgi ve tecrübesi sayesinde entegre ve iş hedeflerine uygun çözümler üretmektedirler.
Ve işte bulmacamızın son parçası da eklendiğine göre yazımızı da bitirebiliriz.

İş Tanımları

Tüm sorularınızı İletişim linkine tıklayarak tarafıma ulaştırabilirsiniz. Kalın sağlıcakla.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Endüstri Mühendisliği Nedir?

11 Temmuz 2013 tarihinde bir yazı dizisine başlamıştım. Ördek – Pancu ve Endüstri Mühendisliği – Bölüm 1 Bu yazı dizisinde size ITU EMT konferansında yaptığım sunumdaki Endüstri Mühendisliği’ni anlatacaktım fakat yarım kalmıştı. Şimdi bakıyorum da yazı dizisi yerine bir yazıda bunu halledebiliriz sanırım 🙂
Endüstri Mühendisliği hakkında bir çok tanım var. Benden bir cümle ile anlatmamı isteseniz sanırım şunu tercih ederdim. Gerçek hayat süreçlerinin amaca uygun olarak modellenmesi, bu modellerin çözülmesi ve bunu yaparken kaynakların en verimli şekilde kullanılmasını sağlayan mühendisliktir.
Aslında Endüstri Mühendisliğinin ne olduğundan daha önemli bir soru var. Bir insan neden Endüstri Mühendisi olmak ister? Bir çocuğa büyüyünce ne olacaksın diye sorulduğunda bugüne kadar hiç bir çocuk Endüstri Mühendisi olacağım dememiştir. Doktor, Pilot, Öğretmen demiştir. Hatta Mühendis demiştir ama Endüstri Mühendisi dememiştir. Aslına bakarsanız, mühendis kelimesi bile Endüstri Mühendisini çağrıştırmamaktadır. Mühendis deyince, Makine, İnşaat, Elektronik hatta Bilgisayar Mühendisliği akla gelmektedir. Peki neden bir insan Endüstri Mühendisi olmak ister? Cevabı çok basit. Endüstri Mühendisinin ne olduğunu anladığı zaman 🙂

Şu anda Türkiye’de çeşitli üniversitelerde okuyan yüzlerce Endüstri Mühendisi var. Yüz yıllardır bitmeyen Endüstri Mühendisliği geyikleri ile karşı karşıya okullarına devam etmeye çalışmaktadır bu genç beyinler. Artık yeter dedirten klişeler vardır.

  • Her işi bilen ama hiçbir işi tam yapamayan mühendisler
  • Ne iş olsa yaparım diyen mühendis
  • Karma mühendislik
  • En yatış mühendislik
bitmediniz


Tabi birde Endüstri Mühendisliğini hiç bilmeyen ya da yanlış bilen kişilerin sıkça sorduğu sorular vardır.

  • Eee siz şimdi mezun olunca ne iş yapacaksınız?
  • Sizde tarım dersi var mı?
  • Tasarım dersi haftada kaç saat (Endüstriyel Tasarım)
  • Sizin bölüm 2 senelik mi? (Endüstriyel Tasarım)

Her işi bilen ama hiç bir işi tam yapamayan mühendisler. Bu tanım biraz kırıcı da olsa ilk kısmı doğrudur. Bilgisayardan, Elektronikten, Makineden hatta Çevre Mühendisliğinden ders alırlar. Berlin Üniversitesi’nde yayınlanan bir tanıtım metaryelinde Endüstri Mühendisliği Ördek olarak anlatılmıştır. Sonuçta Ördek hem karada gider, hem suda yüzer hem de havada uçar. Ama bir kartal kadar iyi uçamaz, bir köpek balığı kadar iyi yüzemez ya da bir çita kadar hızlı koşamaz. Yani Berlin Üniversitesi de yukarıdaki tanımı kabul etmektedir 🙂

ordek_em

cif_aspirin

Ama bunların hepsi safsata. Laf salatasından başka bir şey değil. EM, hakkında bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunan bölüm ve meslektir. Ve unutulmamalıdır ki, Endüstri Mühendisi olanlardan çok, olmayanların hakkında konuştuğu meslektir aynı zamanda 🙂 Yazının en başında bir tanım yapmıştım. Şimdi daha güzel bir tanım buldum. Her yiğidin farklı bir yoğurt yiyişi vardır, Endüstri Mühendisinin amacı bunu standartlaştırmaktır. Aslında Endüstri Mühendisliği bir meslek değil, bir bakış açısı, bir yaşam tarzıdır.
Endüstri Mühendisliği, Aspirin gibidir. Ne zaman hasta olsanız içebilirsiniz. Ya da Cif gibidir. İster banyoda ister mutfakta lekeleri çıkartmak için her zemine uygulayabilirsiniz.

macgyver

Şimdi size dünyadaki ilk Endüstri Mühendislerinden birinden bahsedeceğim. 1986 öncesi doğanların çoğu kendisini tanıyordur. Fakat tanımıyorsanız google size yardımcı olacaktır. Adı Mac Gyver. 1985 ile 1992 yılları arasında TRT’de görev almıştır. Kısıtlı kaynaklar ile en iyiyi bulma konusunda bir dahidir. Bu MAC denen zeki, yakışıklı, yetenekli ve karizmatik kişin eline silah almamakta ve bir adet saç tokası, bir metre paket bandı ve bir deterjan kutusuyla bomba yapabilmektedir. Gerçek bir Endüstri Mühendisi de kısıtlı kaynaklarını en iyi şekilde kullanmalı ve en verimli ve en etkin sistemleri kurmalıdır.

pancu

Ve işte yazımızın belki de yıldızı olan, Türkiye’nin en önemli Endüstri Mühendislerine örnek teşkil edecek kişisine geldi. Daniel Gabriel Pancu. Evet, şaşırdınız biliyorum. Bir futbolcu nasıl Endüstri Mühendisi olabilir? 17 Ağustos 1977’de doğan Pancu futbola kaleci olarak başlamıştır. Fakat sonrasında kariyerine orta saha ve forvet oyuncusu olarak devam etmiştir. 17 Nisan 2005’te Fenerbahçe ve Beşiktaş arasında oynanan ve 3-4 Beşiktaşı’ın kazandığı o efsane maçta Pancu hem forvet, hem orta saha hem defans hem de kaleci oynayarak gerçek bir Endüstri Mühendisi olduğunu göstermiştir. (Ama tabiki bir Alex değil :))

Gördüğünüz gibi hayatımızın her alanında bir Endüstri Mühendisi bulunmaktadır. Aslında insanın olduğu her yerde her zaman verimlilik artışına ihtiyaç olacaktır. Bu sebeple sonu olmayan bir mühendisliktir. Gelin biraz da teknik olarak EM’nin ne iş yaptığına yakından bakalım.

3M: İnsan, malzeme ve makineden oluşan bütünleşik sistemlerin kuruluş ve devamlılığının yönetimi ile ilgilenir.
Köprü: Yapılacak iş ile mühendislik bilgileri arasında bir köprü oluşturur, dekoderlik yapar
Verimlilik: Temel amacı, Etkinliği ve Verimliliği arttırmaktır.
Analitik: Endüstri mühendisliği parçayı değil bütünü göz önüne alarak çalışır, sistemin bütünüyle ilgilenir.
Sosyal: Her türlü uygulamada insan faktörünü dikkate alır. Bu sebeplerden dolayı temel doğa bilimleriyle olan ilişkisinin yanında sosyal bilimlerle de iç içedir.
Kolay, Hızlı, Ucuz: Endüstri Mühendisleri bir işin en kolay, en ucuz, en hızlı yolunu bulur ve bunu yapmaktan haz alırlar.

sektorler

Peki Endüstri Mühendisleri hangi sektörlerde çalışabilirler? Üretimden sağlığa, enerjiden gıdaya, bir çok sektörde çalışabilirler. Aslında sektör bağımsız bir mühendislikten bahsediyoruz. İşte size bir kaç sektör:

meslekler

Peki ne iş yaparlar? İş bulma korkusu yaşamayan mühendislerden bir tanesi EM. Ben bir EM olarak şu ana kadar aynı şirkette 11 farklı pozisyonda çalıştım. Sizler kalite kontrolden stratejik planlamaya, iş geliştirmeden, yazılım uzmanlığına, pazar araştırmasından lojistik planlamaya kadar bir çok işte çalışabilirsiniz.

ornek_meslekler

Bir kaç Endüstri Mühendisi ve çalıştığı pozisyonlar ve şirketleri aşağıda yazdım.

Evet. Dilim döndüğünce size Endüstri Mühendisliğini anlatmaya çalıştım. Umarım faydalı bir yazı olmuştur. Bir sorunuz olursa çekinmeden İletişim bölümünü kullanarak bana ulaşabilirsiniz.

Not: Bu yazı yazılırken, başta Vikipedia olmak üzere, ekşisözlük ve youtube’dan faydalanılmıştır.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Google Analytics sonuçları ve Beni nereden buluyorlar?

Son günlerde blog üzerinden gelen soruların artması üzerine (ki bu beni çok mutlu ediyor ve elimden geldiğince cevaplamaya çalışıyorum) google analytics sonuçlarını incelemeye karar verdim. Acaba hangi google sorgularından web site trafiği alıyorum diye. İlk 3 sıra beni şaşırtmadı.

1- iş zekası uzmanı ne yapar
2- iş zekası uzmanı
3- iş analisti

Yine ilk 10 sırada bulunan “agresif paten satın al” sorgulaması eskiden yazdığım bir yazının hala hit aldığını gösteriyordu.

Sorgulamadan bahsetmişken geçen gün başıma ilginç bir olay geldi. Dişlerimde meydana gelen bir problem için dişçime gitmiştim. Kendisi tedavi sırasında “Senden başka Sabri Suyunu var mı” diye sordu. Ben de şu anda dünya üzerindeki tek Sabri Suyunu olduğumu söyledim. Bunun üzerine kendisi geçtiğimiz günlerde Ilgaz’a gittiğini ve Ilgaz’da ne yemek yesek diye internette aratırken benim blogumu bulduğunu ve bu sayede Yeşil Ilgaz Pide Salonunda yemek yedeğini söyledi. Dünya küçük beyler ve bayanlar 🙂 “Ilgaz da ne yenir” sorgulaması da listemize 10. sıradan giriş yapıyor.

Şimdi gelelim şaşırtan sorgulara:
1- Kaburgamın üstüne düştüm
2- askerdeyken bayram
3- aşçılık mülakat soruları
4- diyarbakır’da sportive mağazası varmı?
5- elsi waikiki giden kendi otobüs saatler
6- halfi life sabri
7- kezban isimli doğum günü pastası
8- ördek suyu uzmani
9- şafak cart curt

Blog çiçek gibi. İlgi gösterince büyüyor, ilginizi kesince hemen soluveriyor.

Önümüzdeki yazılarda sunumumun kalan kısmını ve bu vesile ile Endüstri Mühendisliği iş imkanlarını ve aynı zamanda LC Waikiki’de iş imkanlarından bahsetme fırsatım olacak. Bunun yanında iş tanımlarına girmeye çalışacağım.
Tüm sorularınız için iletişim bölümünü kullanabilirsiniz.
Görüşmek üzere.

tarihinde yayınlandı 1 Yorum

İş Analisti, İş Analitiği, İş Geliştirme, İş Zekası Hakkında Özlü Yazılar 1

“Uzun zamandır yazı yazamıyorum” diye başlayan bir yazı ile tekrar karşınızdayım. Defalarca başlayıp yazı yazma girişimlerim başarısız olunca ben de farklı bir konseptte yazı yazarak işin kolayına kaçmaya karar verdim.

Sabri.suyunu.com sitesinin iletişim bölümünü kullanarak benimle çeşitli kişiler iletişim kuruyor. Bu kişiler genelde öğrenciler oluyor. Öğrencilerin sorduğu sorulara dilim döndüğünce cevap vermeye sorularını yanıtlamaya çalışıyorum. Tabi bazen iş yoğunluğundan dolayı gecikmeler yaşanmıyor değil 🙂

Bu yazıyı yazmamdaki bir amaç da öğrencilerin genel olarak sorduğu soruları burada cevaplayarak bilgilendirme yapmak. Umarım faydalı olur.

Yazı dizisinin devamı gelecektir. Beni takip etmeye devam edin 🙂

Bu yazışma 2011 yılının sonunda gerçekleşmiştir.

Merhaba Sabri bey,
Marmara üniversitesi Endüstri müh. son sınıfa geçmiş ne yapacağına karar vermeye çalışan yardıma muhtaç bir gencim.
Araştırmalarım doğrultusunda “iş analistliğini” tanımak istediğimi fark ettim. Size birkaç sorum olacak..
İş analistliği için yazılım anlamında ne gibi bir temele ihtiyaç var?
Genel olarak ne gibi niteliklere sahip olmak gerek, yani şu tarzda bir insan bu işi çok iyi yapar yada şu özellikteki biri bu işi yapamaz gibi..?
Şimdilik aklıma takılanlar bunlar..
İlginiz için teşekkürler, iyi çalışmalar..

Merhaba XXX Bey,

Öncelikle iş yerindeki yoğunluktan dolayı mesajınıza biraz geç cevap verdim. Bu yüzden kusura bakmayın.
Sorularınıza elimden geldiğince cevap vermeye çalışayım.

Biraz kavram karmaşası var ve bu çok normal. Çünkü ülkemizde hala net olarak yerine oturmamış bazı pozisyonlar var. Ve bunlar genelde Analist olarak geçiyor. Neler bunlar. Sistem Analisti, İş Analisti. Bunlara ek olarak İş Analitiği ve İş Zekası Uzmanı var. Gariptir, çalıştığım şirketlerde tüm bu pozisyonlarda azar azar çalıştım.

Bir birine benzeyen bu unvanları dilim döndüğünce anlatmak isterim.

İş Analisti, Sistem Analisti, Sistem Geliştirme Uzmanı: Sorunların nasıl çözüleceğini, yeni geliştirmelerin nasıl yapılması gerektiğini, işin gereğini analiz eder. Analiz dokümanı hazırlar. Çalışma onaylanırsa yazılımcılarla beraber değişikliği gerçekleştirirler. Daha sonra test edip müşteriye yükleme yapılmasını takip ederler. (Alıntı) Bir nevi Müşteri ile yazılımcı arasında dekoderlik yapar. Hem müşteriyi anlar hem yazılımcıyı anlar ve ikisinin iletişimini sağlar. Yazılım haricinde, süreç dokümantasyonu gibi görevlerde yer alırlar. Süreçleri katkıları belli bir seviyede olur. Sistem Geliştirme Uzmanı olarak görev aldıklarında da aynı ismi alabilirler. Ya da Sistem Analisti. Genel olarak görevleri aldıkları süreçleri iyileştirmek ve bilgi işlem departmanına anlatmaktır. Bol bol dokümantasyon yazarsın. Son kullanıcıyla muhatap olursun. İşi öğrenmek için işin içinde olman gerekir. Hem müşteriyi hem de yazılımcıyı memnun edecek sonuca ulaşman lazım. (Genelde kimse memnun olmaz) Tecrübe çok önemlidir. Çok farklı departmanlar gördüğün için çok tecrübe kazanırsın ama hiçbir alanda uzmanlaşamazsın (Bunu bir yerden hatırlıyorum:) İş değiştirmek istediğinde yaptığın işi anlatmakta zorlanabilirsin.

İş analisti ve türevleri sektörde şu aralar popüler. Yeni mezunlar için iş analistliği pozisyonu bir fırsat olabilir çünkü bu pozisyondaki kişileri her yere koşturman gerekir. Tecrübeli yok mu? Var ama tecrübe genelde burada iş analistiliği tecrübesi değil sektör tecrübesi ön plana çıkıyor. Çünkü işi ne kadar iyi bilirsen o kadar iyi anlatırsın. İş analistliği güzeldir. Peki ben iş analisti miyim? Hayır.

İş Analitiği: Google a iş analitiği nedir diye sorsan sana çok fazla cevap veremez. Çünkü Türkiye’de İş analitği alanında belli sektörler dışında hiç bir şey yapılmamaktadır. Belki ihtiyaç duyulmamakta belki değeri anlaşılmamaktadır. İş Analitği, bir mühendisin anlayacağı terimlerle anlatmak gerekirse, Optimizasyon, simulasyon ve veri madenciliğin araç olarak kullanıldığı bir departmandır. Bu süreçler ile ilgili yazılımlar kullanılır ve şirketin kritik kararlar vermesinde destek birimi olarak görev yapar. Aynı zamanda AR-GE departmanıdır. Ek olarak süreçleri otomatik hale getirerek sistemi kullanıcıdan bağımsız hale getirmeye çalışır. Veriye direkt ulaşımı vardır ve istediği veriyi kod yazarak çıkarıp alır. İş analitiğini anlatmak için çok kısa bir tanım oldu ama kısaca mühendislik demektir.

İş Zekası hakkında Google daha çok sonuç verebiliyor. “Rekabet dünyasında, çalışanların ve yöneticilerin daha verimli işlere zaman ayırabilmesini sağlayan sistemlerdir. Türkiye henüz olayın ehemmiyetini kavrayamamış olsa da personelin ve zamanın tasarruflu kullanılmaması sonucu elde edilen zararları azaltmaya yönelik raporlama, analizleme, görüntüleme, geliştirme konularında yardımcı olurlar” İş Zekası ikiye ayrılır. Database tarafında Veriambari ve OLAP’lar ile çalışanlar, Veriyi süreçlerin daha verimli olması için geliştirme amaçlı kullananlar. Genelde ilk söylediğim bilgisayar mühendisleri diğeri ise sistem ve endüstri mühendisleri tarafından tercih edilir.

Raporlama Uzmanı hepsinden bağımsız, şirketlerin rapor ihtiyaçlarını karşılamak için kurulmuş departmanlarda çalışır.

Bu kadar bilgi verdikten sonra Bu ddepartmanlarda nasıl insanlar çalışır.

İş analisti, iletişim gücü yüksek ve analitik yönü gelişmiş olması gerekir. Yani resmin tamamını görebilen ve gelecekteki ihtiyaçları tahmin edebilen bir yapıda olması gerekir. Pratik Zekası yüksek, matematik ile arası iyi olanlar bu işi yapabilir. Yazmayı seven, öğrenmeyi seven, düşündüklerini rahat anlatabilen biri olmalıdır.

İş analitiği, Analitik yönü çok gelişmiş, Kod yazmayı seven, Bilgisayar başında saatlerini geçirecek (günde 6-7 saat), soyut işlerle uğraşmayı seven, kendinden motivasyonlu, çabuk sinirlenmeyen, sosyal kaygısı olmayan kişiler olmalıdır. Zor bulunur çünkü çok çabuk moralin bozulur bu departmanda. Çünkü yaptığın işi kimseye anlatamazsın 🙂

Neler bilmeli: Bence İş Analistinin bir şey bilmesine gerek yoktur. Office bilmesi yeterlidir. İş analitiği uzmanı ise veriye ulaşması için gerekli olan dillerden en az birini bilmelidir. En geçerli olanı SQL’dir. İş analistlerininde SQL bilmesi artıdır ama her iş analistine direkt veri okuma yetkisi vermezler. İş Analitiği uzmanı aynı zamanda süreçlere uygun programları bilmesi gerekir. Optimizasyon için ILOG, Lindo, Lingo, Tara vs, Similasyon için Arena, Promodel vs. İstatistik analizleri için SPSS, SAS, Minitab vs. gibi. Office saymadım bile zaten o olmazsa olmaz. Office deyince tabiki Excel kastediyorum. Uzman seviyede Excel bilinmeli.

Umarım faydalı olmuştur.
Başarılar.
Sabri Suyunu

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

2012′nin Gözde Meslekleri

Bu yıl en çok hangi pozisyonlarda eleman aranıyor? Yılın gözde sektörü hangisi?

Yenibiris.com’un istihdam verilerine göre oldukça hareketli geçen 2011 yılının en gözde mesleği satış temsilcisi oldu. 2012’de en çok istihdam yaratması beklenen sektörlerin başında eğitim ve bilişim geliyor. Bilişim sektöründe en çok yazılım uzmanı aranıyor.

Türkiye’de istihdam sektörüne dair yayınladığı düzenli verilerle iş arayanları ve iş verenleri yönlendiren Yenibiris.com, 2012 yılının gözde pozisyonlarını ve sektörlerini belirledi. Geçtiğimiz yıl en gözde mesleklerin başında gelen satış temsilciliği ve muhasebe elemanın yanı sıra bilişim sektörüyle ilgili pozisyonlara dair ilanlar her geçen gün artış gösteriyor. Bu artış bu yıl da devam ediyor. Yılın en gözde pozisyonu ise geçen yıl olduğu gibi yine mühendislik. Mühendisler arasında öne çıkanlar ise inşaat mühendisliği, satış mühendisliği ve elektrik – elektronik mühendisliği.

2011’nin en çok eleman arayan sektörleri ekonominin lokomotif sektörlerinden olan yapı-inşaat, sağlık-tıp ve tekstil olmuştu. 2012’de ise bunların yerini eğitim ve bilişim sektörleri almaya başladı. İnsan kaynakları danışmanları, özellikle bilişimin her dalının hızlı bir yükselişe geçtiğini söylüyor.

Bilişim sektöründe bu yıl en fazla aranan pozisyonlar şöyle:

• Veri tabanı yöneticisi
Veri madenciliği uzmanı
İş analisti
• Mobil uygulamalar uzmanı
• ERP danışmanı
• Dijital pazarlama uzmanı,
• Sosyal medya yöneticisi
• Mobil yazılım uzmanı

“İyi yazılımcılar altın değerinde olacak”

Inproda Yönetici Ortağı Cafer Telci

Türkiye’de bilişim sektörü, teknolojinin gelişmesiyle birlikte gün geçtikçe hız kazanıyor. 2012’de bilgi teknolojileri ve telekom sektöründe yüzde 5 ile 7 oranında gerçekleşmesi beklenen büyüme şüphesiz istihdam açısından da olanak yaratacak. Artık hemen her departmanda BT süreçlerine hakim özel profesyonellere ihtiyaç duyuluyor. Çeşitli araştırmalara göre Türkiye’de 70,000- 100,000 aralığında yetişmiş bilişim sektörü personel açığı söz konusu.

“E-ticaret ve CRM ön planda olacak”

Manpower Türkiye Genel Müdürü Ebru Coş
Türkiye’nin genç nüfusuyla bir öne çıkabilir.Türkiye istihdam piyasasında birçok sektörde yetenek sıkıntısı çekildiğini görüyoruz. Sektörel ve işletmeden işletmeye kurumsal satış deneyimi olan nitelikli satış temsilcileri, teknik literatürü ve eğitimleri zorlanmadan takip edecek düzeyde İngilizce bilen teknisyenler, iyi düzeyde İngilizce bilen sekreter ve yönetici asistanları pozisyonları Türkiye’de işverenler için doldurulması zor pozisyonlar arasında ilk sıralarda yer alıyor. 2012 yılının yıldız pozisyonları e-ticaret ve CRM’de olacak.

Kaynak : Yenibiriş

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Web Site İstatistiklerim – sabri.suyunu.com

Artık elimden geldiğince daha fazla yazı yazmaya çalışıyorum. 6-7 aydır yazı yazmadıktan sonra tekrar yazmaya başlamak gerçekten çok iyi geldi bana. Hem iş hayatında aldığım kararlar hem de blog için aldığım kararlar umarım benim için hayırlı olur.

Son yazıları takip ettiyseniz, genelde “Analist” kavramı altında, iş analisti, sistem analisti, sistem geliştirme uzmanı vb. konuları kapsamaktadır. Bu tarz konular seçmemin iki sebebi bulunmakta. Birincisi, ben bu işleri yaptım ve şu anda da yapmaya devam ediyorum. Her ne kadar şu aralar analistlikten analitiğe geçmeye çalışsam da analistliğin hiç bir zaman bitmeyeceği bir şirkette ve direktörlüğün altındayım. İkinci sebep iste web sitesindeki ziyaret istatistikleri.

Biliyorum. Blogum çok fazla hit alan bir site değil. Zaten biraz sonra rakamları yazdığımda bunu siz de göreceksiniz. Ama detaylı bakıldığı zaman, kullanıcıların web sitesine geliş amaçları beni bu tarz yazılar yazmaya yöneltiyor. En azından gelen kullanıcılar aradıklarının karşılığında bilgi edinsinler istiyorum.
Lafı fazla uzatmadan istatistiklere göz atalım.

Analiz Çalışması içilen seçilen Tarih Aralığı: 1 Haziran 2011 – 30 Mart 2012

Genel İstatistikler

Anahtar Kelimeler

Siteye Ziyaretleri Hangi Sitelerden Geliyor

Verilerden de anlaşılacağı gibi, web-sitesine gelen ziyaretçiler ya benim kim olduğumu merak ediyorlar ya da yazımın en başında belirttiğim gibi “Sistem Analisti”, “İş Analisti”, “İş Zekası Uzmanı” gibi iş alanlarını araştırmak için geliyorlar. Günümüzde gelişen teknoloji ve artan rekabetten dolayı, geleceğe yatırım yapan şirketler bu tarz iş alanlarını çoktan keşfedip yatırımlarına başladılar bitirdiler ve geliştirmektedirler. Bundan 4 sene önce herhangi bir kariyer sitesinde “Analist” kelimesini arattığınızda aldığınız sonuç ile şimdikini karşılaştırabilseydiniz ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirdiniz.

Ne zaman bir sorunuz olursa, iletişim bölümünden bana ulaşabilirsiniz. Yardımcı olursam ne mutlu bana 🙂

Not: Analiz için veri sağlayıcım Google Analytics ‘e de buradan teşekkürlerimi sunuyorum

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Sistem Analisti Miyim, Diplomat Mı?

Bugünlerde çok fazla alıntı yaptığımın ve özgün bir yazı yazmadığımın farkındayım. Fakat alıntıladığım yazıların, Sistem Analisti, İş Analisti, Sistem Geliştirme Uzmanı, vs. pozisyonlarda çalışan, çalışmayı düşünen kişiler için çok faydalı olacağını düşünüyorum. Bu yazıda da, Sistem Analistlerin çok fazla karşılaştığı, “Yeni Bir Sistem ve Adaptasyon”, “Üst Yöneticilerin Yeniliğe Karşı Tutumu” “Sistem Analisti ve İletişim” konuları işlenmiş. Sizi Yazıyla baş başa bırakıyorum.

Yazının yayınlandığı adres : http://www.danismend.com/kategori/altkategori/sistem-analisti-miyim-diplomat-mi/

“Projelerinizde karşılaştığınız en büyük engel neydi?” diye soruyorlar. Bekliyorlar ki eski sistemlerden veri aktarımı diyeyim ya da dökümantasyon eksikliği, kaynak azlığı, talepkar müşteri. Hayır işte, bunlar değil ! Temel engel ‘değişime direnenler’…

Aslında korku kültürünün olmadığı, onurlu insan ilişkilerinin ve insana değer veren personel politikalarının hakim olduğu organizasyonlarda bu engel çok kolaylıkla aşılıyor, kısa sürede en büyük avantaj haline geliyor. Açık iletişim çok şeye muktedir çünkü.

Müdahil olduğum pek çok yazılım uyarlama projesinden biri kullanıcı direnci nedeniyle başarısız oldu. Aynı yazılımın aynı sektördeki bir başka uyarlama projesi ise tam bir başarıyla bitti.

Başarıyla biten projenin öyküsü ilginçtir. Şirket büyük bir holdinge bağlı. Holdingin sahibinin yönetim kurulunda olan yakını ile kontakt kurulmuş ve bizim çözümün alınması için prensip kararına varılmış durumda. Karar, şirket genel müdürüne iletiliyor. Genel müdür mesajı alıyor. Kurmaylarını topluyor, karardan kesinlikle bahsetmiyor. Sadece RFP sonuçlarını ve demo alınıp alınmadığını soruyor. Çalışmaları hızlandırmalarını söylüyor. Bu arada bize de demo için hazırlanmamız haberi geliyor. Zaten finale kalan iki şirket var. Bir Cumartesi günü sabahtan akşama kadar canlı sunum yapıyoruz. Sonraki hafta genel müdür geribildirimleri alıyor ve karar bizim çözümü tercih ettikleri yönünde. İşte bu kadar. Seçimi kendileri yapan kurmaylar projenin başarısı için canlarını dişlerine takıp çalışıyorlar. Sözünü ettiğim genel müdür gördüğüm en basiretli yöneticilerden biridir.

Başarısızlıkla sonuçlanan diğer proje ise ‘emir demiri keser’ mantığıyla yönetiliyordu. Kullanıcı katılımı neredeyse silah zoruyla yaptırılıyordu. Bir zamanlar okuduğum ‘Yöneticinizi Siz Yönetin’ adlı kitaptaki temel konsept olan ‘astların gücü’ tüm haşmetiyle arz-ı endam ediyordu.

Bilinmeyenin, yeninin kaygı yaratması kadar doğal ne olabilir! Yıllardır işinizi yapageldiğiniz bilgisayar programı bir süre sonra tarih olacak. Yeni ekranlarla, yeni raporlarla işinizi yapacaksınız. Yapabilecek misiniz acaba? Ya yapamazsanız?! Ne de olsa her yazılım kendi iş mantığını beraberinde getiriyor. Ya o mantık sizin bilgi ve deneyiminizle örtüşmezse?! vs.vs. Bu ve benzeri soruların içinde fırtınalar yarattığı çalışanlar yönetimden açık ve güven verici mesajları almazlarsa projenin başarısız olması için ellerinden geleni yaparlar. Sonuçta yazılım üreticisi / satıcısı olarak siz üzerinize düşeni yapmışsınızdır, ama proje başarısız olmuştur. Kime derdinizi anlatabilirsiniz ki! Ülkesever açıdan da heba olmuş zaman ve emek, muhtemelen yurtdışına uçup gitmiş dövizler…

Sistem analisti müşteri yönetiminin uygun personel politikaları yürütemediği durumlarda bir diplomat gibi davranarak kullanıcıya kaygı duyulacak bir husus olmadığını, herşeyin daha güzel olacağını ekstra gayretlerle anlatmaya çalışır. Bu anlatım kuru lafla olmaz doğal olarak. Önce onların mevcuttaki çalışma tarzlarını öğrenir, işin yeni sistemde nasıl yapılacağını ONLARIN DİLİYLE açıklar. Terimlerin eşleştirmesini yapar. Eski terimlerden yeni terimlere geçişi bir süre ikisini bir arada kullanarak gerçekleştirir. En önemlisi yönetimin ver(e)mediği mesajı verir : “Siz işin kendisini biliyorsunuz. Kullanılan program sadece bir ARAÇ. Burada bir alışkanlık mevzusu var sadece. O da zamanla hallolacak bir husus”

Ayrıca sistem analisti olarak siz yeni sistemin mantığını anlattığınızda müşteri tarafındaki kullanıcılar bazan kendi çalışma tarzlarındaki o saate kadar yapageldikleri hataları da görebilirler. Proje değerlendirme toplantılarında müşteri çok üstüne geldiğinde kullanıcıların zaaflarını koz olarak kullanacak karakterde bir proje yöneticiniz varsa yine diplomasi zamanı demektir. Aksi takdirde kullanıcılar size olan güvenlerini yitirirler.

Sözün özü, insan malzemesini ne kadar iyi tanıdığınızla çok yakından ilişkili bir iş sistem analistliği. Yeri geldiğinde gizli lider, yeri geldiğinde diplomat, yeri geldiğinde şefkatli bir ağlama omuzu olmayı dahi içinde barındıran. Görev tanımlarında yazılı mıdır ki bu detaylar ?

Nazik Altınel

nazik_altinel@hotmail.com

(Yazar hakkında: Nazik Altınel 1967 İstanbul doğumludur. Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisligi ’90 mezunudur. Sigortacılık ve bireysel bankacılık alanlarında yürütülen yazılım geliştirme ve uyarlama projelerinde, on yıllık iş deneyimine sahiptir.)

tarihinde yayınlandı 1 Yorum

İş geliştirme, iş analisti, teknik analist ne demek?

Markasizsiniz.com adlı sitede yayınlanmış güzel bir yazı.
Yazının yayınlandığı adres : http://www.markasizsiniz.com/2009/04/is-gelistirme-is-analisti-teknik-analist-ne-demek/

Bazı anahtar kelimeler ve cümlelerle o kadar çok ziyaretçi geliyor ki Marka Sizsiniz’e! Bazı sorulara dilim döndüğünce cevap vermek boynumun borcu oldu. Başlıktaki departman ve ünvanları birlikte ele alarak ve kendi iş yaşamımdan örnekler vererek konuyu aktarmaya çalışacağım.

1999 yılında iş ararken insan kaynakları gazetelerinde, İngilizce verilen iki ilan dikkatimi çekerdi. Çok da anlayamadığım ve ilanlarda frima adı da bulunmadığı için bu pozisyonlar benim için daha da özenilir, gizemli bir hal almıştı. İngilizce ifadesi ile “business analyst” ve “system analyst”. “Vay be, bu pozisyonlarda çalışmak benim için hayal” diyordum. Üzerinden iki-üç ay geçmişti ki bir danışmanlık firması görüşmemizden hemen sonra “size İktisat Bankası’nda iş analistliği teklif ediyoruz” deyince ben çaktırmadan havalara zıplamıştım “Vay be, düşündüklerim dua yerine geçti her halde” diye. O günden sonra iş yaşamım harika bir şekilde ilerledi zaten. Neyse konuya dönelim.

Bu iki işin de bağlı bulunduğu departmanlar genelde Bilgi İşlem oluyor. Bildiğiniz gibi teknik geliştirme gereken tüm projeler de bu departmandan geçiyor. Fakat öyle bir süreci var ki, bir adımını atladığınız ya da önemsemediğiniz zaman büyük hatalara yol açabiliyor. Kısaca, bir proje ilgili tüm departmanlar tarafından takip edilir. Bu nedenle proje ekibinde bir çok kişi vardır aslında. Ve tabi ki proje bir kişinin liderliğinde başlar ve biter. Burada asıl önemli ve ilk yoğun analiz çalışmasını “iş analisti” ya da “ürün analisti” ve hatta “süreç analisti” diyebileceğimiz kişiler yapar. Tüm ihtiyaçların belirlenmesi ve analiz dokümanı olarak onaya sunulması için analist arkadaş-lar uzun toplantılar yapar ve gerekli tüm bilgileri toplar. Süreçteki en ufak ayrıntı ve yazılımın iş akışı bu dökümanda ortaya çıkmıştır aslında ama daha çok düz yazı ve diyagramlar şeklinde olur. Şimdilerde “Rational Rose” gibi “object oriented” mantıklı analiz uygulamaları kullanılıyor bildiğim. Bu da yazılımcıya bir çeşit teknik analizi de sunmuş oluyor. Bu dökümanda yazılanlar tüm proje ekibi tarafından onaylanmış olmalıdır. Yoksa “aaa ben böyle istememiştim” diyenler çıkabilir. Yeni istek geldiğinde çıkış tarihini ötelemek için referans dökümanı yerine geçer.

Teknik analistler ise bu dökümanda yazılanları, yazılımcılarla birlikte değerlendirerek en uygun sistem mimarisini ortaya çıkarır. Tüm “if-else” mantığı aslında bu aşamada ortaya çıkar.

Her iki analizi birlikte hazırlamaya çalışan analistler de vardır. İktisat Bankası internet bankacılığı projesinde öyle yaptık, çok da güzel idi. Yazılımcıya bir çeşit sadece kodu yazmak düşer. Yoğurda siyah derseniz, yazılımcı yoğurdu siyah yazar, bu çok normaldir. Biraz uç örnek oldu ama yazılımcılar da o süreci kadar çok öğrenirler ki iş analizindeki bir çok hatayı keşfederek analiste geri gönderebilirler.

Az buz bir işten bahsetmiyorum bir kullanıcı ekranının tasarımından, alanların özelliklerinden, hata mesajlarına ve performans-rapor kriterlerine kadar her şey bu dökümanlarda yazmalıdır. Bu dökümanlar sürekli arşivlenir, saklanır ve güncelleme gerektiğinde bu dökümanlar incelenir. Emin olun yazılımcılar da analistler de bir uygulamanın nasıl çalıştığını unutmuş olabilir.

İktisat Bankası’nda da, Turkcell’de de bilgi işlemde analist olarak çalıştım. Bankada internet ve mobil bankacılık uygulamalarını analiz ederken hem iş hem de teknik analist gibi çalıştım. Aslında belirli bir proje lideri yok ise projeyi “lead” eden kişi de analistler oluyor. Çünkü konuya en hakim kişiler onlar. Turkcell’de de bu şekilde devam ediyordu fakat Turkcell bir süre sonra “Servis ve Ürün Geliştirme” adında Genel Müdürlük binasında yer alan geniş bir departman oluşturdu. Aklınıza gelebilecek tüm projeler bu departmandan geçiyordu ve daha çok iş ve ürün analisti ünvanlı kişiler çalışıyordu. Teknik analistler ise yine yazılımcılara yakın noktada, yani bilgi işlem de devam ettiler. “Service&Product Development” departmanın en önemli amacı “business” departmanlarına yakın olmak ve ihtiyaçları daha yakından ve hızlı bir şekilde ele alabilmek idi. 2005 Temmuz başında ayrıldığımda bini aşkın proje talebi vardı ve bilgi işlem “hayır, olamaz” diyordu haklı olarak. Her şey müşteri memnuniyeti için doğru ama realiteyi de görmek gerek.

İki büyük kurumsal firmadan ve süreçleri yönetme konusunda çok hassas insanlardan bahsediyorum. Ama gelin görün ki iş geliştirme, iş analisti, ürün analisti, ar-ge departmanı ifadelerine hala bir çok şirket, özlelikle KOBİ’ler çok yabancı. Analiz yazmayı, proje yönetimi süreçlerine uymayı zaman ve para kaybı olarak görüyorlar. Yılların tembelliği ve boş vermişliğinden sonra “eyvah, tüm bunları nasıl düzelteceğiz” diyerek danışmanlık firmalarına çok daha fazla para ve zaman harcıyorlar. Doğru, pazarda hızlı olmak gerek ama bunun da bir dengesi olmalıdır, değil mi?

İş analisti, adı üzerinde analitik düşünmek zorunda. Her konuyu, her süreci, her detayı ayrı ayrı ele alarak ve bağlantılarını, etkilerini de düşünerek bu işi yapmak zorunda. En iyi analizde dahi hatalar olacaktır. Bir de yazılımda oluşabilecek hataları düşünün. Test ve production test aşamalarında da hatalar görülerek telafi edilmemişse o ürün, o uygulama pazarda patlar. Genel Müdür veya Yönetim Kurulu ile toplantıya hazır olun.

Küçük, büyük tüm şirket patronlarına sesleniyorum. Hemen her işinizi, probleminizi lütfen projelendirin. Ve bu süreci adım adım çalışanlarınıza öğretin. Ve ölçün, raporlayın. Ölçemediğiniz işe hakim olamazsınız.

Saygılarımla.
Kaynak: Markasizsiniz.com

tarihinde yayınlandı

Bir sistem analisti olarak yaratılmadığınızın 10 işareti

www.fazlamesai.net adresinde SHiBuMiGo adlı kullanıcı tarafından çevrilmiştir.

ABD’deki iş bulma kurumunun öngörüsüne göre 2014 yılına kadar sistem analistlerine olan işgücü ihtiyacı, ortalama işgücü ihtiyacının üzerinde olacak. Bunda en önemli etkenlerden biri kurumlarda kullanılan teknolojik sistemlerin iş ihtiyaçlarına paralel olarak sürekli daha karmaşık hale gelmeleri. TechRepublic’den çevirdiğim bu yazıda bir sistem analistinin sahip olma(ma)sı gereken 10 nitelikle ilgili tespitler yer alıyor. Orjinal İngilizce metne http://blogs.techrepublic.com.com/10things/?p=280 adresinden ulaşabilirsiniz.

#1: Müşterilerinizin IT’ye ayak uydurmasını bekliyorsunuz

İş ünvanında “analist” sözcüğünün geçiyor olmasının sebebi, sizden beklenenin iş ihtiyaçlarını analiz etmeniz ve IT’nin müşterilerine daha iyi hizmet veriyor olmasını sağlamanız olmasıdır. IT tarafında işlerin daha iyi ve daha güçlü işlemesini sağlayacak bir plan ile ortaya çıkabilirsiniz, ancak iç müşterilerinizin hemen kendi süreçlerini değiştirerek sizin planınıza uygun çalışmaya başlamalarını beklemeyin – planınızın işleyebilmesi için en azından bu değişikliğin kendi çıkarlarına olduğu konusunda onları ikna etmeniz gereklidir.

#2: Üst yönetim ile çalışmayı sevmiyorsunuz

Bazı tepe yöneticilerin teknolojinin neler yapıp neler yapamayacağı konusunda hiçbir fikirleri olmadığı bir gerçektir. Şu var ki, bir üst düzey yönetici yıllardır Blackberry’si üzerinden e-posta atmaktan daha teknolojik bir şey yapmamış olabilir. Bu kişilerin gerçek dışı taleplerini yönetmeye çalışırken bir taraftan aynı kişilerin sizin bir yılda kazandığınızı bir ayda kazandıklarını biliyor olmak da egonuz açısından rahatsız edici olabilir. Onların nerede yanlış yaptıklarını sabırlı bir şekilde kendilerine izah edemiyorsanız – cehaletlerini küçümseyici bir tavır almadan -, bir sistem analisti olarak başarılı olamazsınız.

#3: “Hayır” diyemiyorsunuz

“Hayır” diyebilmek hayatın tüm aşamalarında önemlidir, ancak bir sistem analisti olarak bir gün işinizin devamı buna bağlı hale gelebilir. Patronunuzla, onun patronuyla ve operasyon tarafının yöneticisiyle bir toplantıda olduğunuzu düşünün. Birisi o anda sizi yeni bir geliştirme ile ilgili onay vermeniz konusunda ikna etmeye çalışıyor ve patronunuz da size yardımcı olmuyor. Baskı altındayken, birçok kişi o anı kurtarabilmek için “Evet” diyebilir. Ancak bu yeni geliştirmeyi istenen süre ve bütçe ile yapabileceğinizden gerçekten emin değilseniz, bu baskıya karşı koymanız ve vakit kazanmanız gereklidir. Mantık dışı bir görev ile ilgili onay vermek başarısızlığın ilk adımıdır.

#4: “Evet” diyemiyorsunuz

“Hayır” demek sizi imkansızı vaat etmekten koruyabilir, ancak bu sözcüğü tutumlu kullanmanız en iyisidir. Bir sistem analisti olarak başarı elde etmek için, kendinizi iç danışman olarak görmelisiniz. İşletmenizin para kazanabilmek için IT araçlarına ihtiyacı var, ve siz bu araçların nasıl kullanılacağını belirlemelisiniz. Kendi iç müşterilerinizle birlikte çalışarak “Evet” diyebileceğiniz bir planı ortak yaratın. Neye ihtiyaç duyacağınızı tespit edin: Daha fazla vakit, daha fazla para, daha fazla insan ya da araç kaynağı – ve taleplerinizin arkasında durmak için kendinizi hazırlayın.

#5: Derme çatma ve kısa vadeli çözümlerden nefret ediyorsunuz

Çok az sistem analistinin elinde bir sistemi tümüyle baştan tasarlama ve sınırsız kapasite ile genişletme imkanı olur. İş çoğu zaman aynı eski platform üzerinde yamalanmış eski kodlarla yeni şeyler üretmekten ibarettir. Örneğin, bir iş ihtiyacını zamanında sunabilmek için tek seçeneğiniz küçük bir uygulama yaratıp onunla veriyi bir yerden alıp, işleyip, başka bir uygulamaya göndererek işletmenin erişip kullanabileceği yeni bir bilgi kaynağı yaratmaktır. Bu o an için amaca ulaşmayı sağlasa da, sonrasında sistemin kirlenmemesi için verinin doğru biçimde işlenmesini sağlayacak uzun dönemli bir plan sunmanız daha iyi bir fikir olacaktır.

#6: Yalnızca büyük resme odaklanıyorsunuz

Sistem seviyesinde bir çalışan olarak, bürokrasi yerine büyük resim hakkında daha fazla kaygı taşıyor olabilirsiniz. Ancak firmalar çoğu zaman her işin yapılması ile ilgili özel bir süreci takip ederler. Sıkı kontroller içeren prosesler kullanıcıların kaprislerine karşı sizi bir yere kadar koruyabilir, ancak aynı zamanda sizin projede ilerlemek yerine formlar ile uğraşmanıza sebep olarak sizi yavaşlatabilir. Dahası, yazılmayı bekleyen bir sürü dokümantasyon ve ilerleme raporu varken, harcamak isteyeceğinizden çok daha fazlasını testlere ve bürokrasiye ayırıyor durumda kalabilirsiniz.

#7: Karar almak için sezgilerinize güveniyorsunuz

Analiz ve sezgi birbirlerinden aşırı derecede farklı karar alma yöntemleridir, ve siz analiz yapmak için maaş alıyorsunuz. Yalnızca benzer tecrübelerinize, doğuştan yeteneklerinize ya da altıncı hissinize güvenerek işinizi yapamazsınız. Sonunda haklı çıkabilirsiniz, ancak projenizin planlama aşamasında, birçok iyi yönetici size çalışmanızı göstermenizi isteyecektir (matematik dersinde olduğu gibi). Unified Modeling Language (Birleşik Modelleme Dili – UML) ya da benzer modelleme araçları ile biraz vakit geçirmeye kendinizi hazırlayın. Peçete üzerinde karalayacağınız bir akış diyagramı kesinlikle yeterli olmayacaktır.

#8: Dinlemiyorsunuz

Mantıksal karar alabilme yeteneği bir sistem analisti için çok kritiktir, ancak başarılı olabilmek için başka kişisel yeteneklere de ihtiyacınız var. Bunlardan belki de en önemlisi dinlemektir. Son kullanıcılarla biraraya geldiğinizde, onların ihtiyaçlarını dinleyin ve pekiştirme soruları sorarak projenin iş tanımlarını mükemmelleştirin. Firmanın bir bütün olarak projenizden elde etmeyi beklediklerini anlayabilmek için mutlaka üst yönetimi de dinlemelisiniz.

#9: Taviz vererek uzlaşmanın kaybetmek olduğunu düşünüyorsunuz

Her zaman “doğru” cevabı kendinizin mi bildiğini düşünüyorsunuz? Hiçkimse eğer ihtiyaçlarını karşılamıyorsa doğru cevabın ne olduğunu umursamaz. Sizin en şık ve mantıklı tasarımınız eğer bütçeyi aşıyorsa ya da zaman planına uymuyorsa yetersiz bir tasarımdır. Firmanın sınırları doğrultusunda taviz vermeye ve projenizi yeniden oluşturmak zorunda kalabilmeye hazır olmalısınız.

#10: 9-5 haricinde çalışmak istemiyorsunuz

Sistem analisti ünvanı genel olarak sistemin bütününden sorumlu olmayı ifade eder. Bir problem çıktığında, sorun çözülene kadar çalışmanız gerekir. Günler boyunca uzun geceler ve haftasonları ofiste çalışmaya hazırlıklı olun. Eğer kendinizi bir anda tüm sistem hakkında tek bilgi sahibi kişi olarak bulursanız, en kısa zamanda birini kendi yedeğiniz olarak eğitmeye başlayın. Eğer firmanız sizin ve birbaşkasının böyle bir eğitime vakit ayırmasının gerekli olduğunu düşünmüyorsa, onları size bir otobüs çarptığı takdirde sistemin ve firmanın ne hale gelebileceği konusunda iyice bilgilendirmeniz gereklidir 🙂