tarihinde yayınlandı Yorum yapın

15 Temmuz 2016

Nemrud, ona karşı gelen Hz İbrahim peygamberin ateşte yakılması emrini vermiş. Meydanda odunlardan büyük bir yığın yapıp odunları tutuşmuşlar. Nemrud, ne güçlü bir kral olduğunu herkes anlasın, görsün istemiş. Nemrud’un askerleri İbrahim peygamber’i mancınıkla ateşin tam orta yerine atacaklarmış.

Bu sırada göklere kadar varan ateşe doğru bir karınca ağzında küçücük bir damla su ile telaşla gidiyormuş. Başka bir karınca onun bu telaşını görüp sormuş:

– Acele ile nereye gidiyorsun?

Telaşla yetişmeye çalışan karınca, ağzındaki bir damla suyu ellerinin arasına alıp cevap vermiş:

– Haberin yok mu? Nemrud, İbrahim peygamberi ateşe atacakmış. Meydana ateşin olduğu yere su götürüyorum.

Diğer karınca gülerek demiş ki:

– Senin yanan büyük ateşten haberin yok mu? Ateşe hiç bakmadın mı? Ne kadar büyük, senin bir damla suyun ateşe ne yapabilir ki?

Bir damla su taşıyan karınca:

– Olsun, hiç olmazsa hangi taraftan olduğum anlaşılır.

15 Temmuz 2016 gecesi darbe girişimi başladığında, ne yapacağımı bilemez bir şekilde evin içinde dolaşmaya başladım. TRT’de korsan darbe bildirisi okunuyordu. Sayın Cumhurbaşkanımız henüz canlı yayınlara bağlanmamıştı. Önce, benden daha dirayetli olan eşime baktım. Sonra yatağında melekler gibi uyuyan çocuğuma. Şirketten arkadaşım aradı ne yapıyorsun diye. Bilmiyorum diye cevap verdim, sinirlenip kapattı telefonu. İçimden, şimdi REİS çıksa ve sokaklara dökülün dese de zincirlerimi kırabilsem diye geçirdim. Ardından REİS çıktı ve sokakları koruyun dedi. Eşimi ve çocuğumu Allah’a emanet edip çıktım sokağa. Önce sokaklar tenhaydı, ardından çoğaldı, çoğaldı ve çığ gibi büyüdü. Yarı yolda durdum ve geri döndüm. Çocuğumu kucağıma alıp, eşimin elinden tutup babasın evine götürdüm. Gözüm arkada kalmadan gidebilirdim artık.

Gittim de. Fakat arka saflarda, kalabalık güruhun bir parçası olmaktan başka bir şey yapamadım. Boğaziçi Köprüsü’nde, Acıbadem’de, Kızılay’da tankların üstünde, namluların ucunda kardeşlerim dururken, ben arka saflarda kalabildim. Şehadet şerbeti önüme sunuldu ama ben içemedim. Çorbada tuz, denizde bir damla oldum fakat Hz. İbrahim’in ateşine su götüren karınca olamadım. Hangi tarafta olduğumu gösterebildim ama daha fazlasını yapamadım. Şimdi içim yanıyor. Allah rızası için daha fazlasını yapmalıydım diyorum, Ön saflarda olmalıydım diyorum ama ne fayda. Allah en ön saflarda olanlardan ve şehitlerimizden razı olsun. Onların bizim üzerimizde hakkı var. İnşallah haklarını helal ederler.

FETÖ’nün Darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. Fakat şimdi onlar boş durmayacaklar. Hem içten hem de dıştan ülkemize zarar vermek için ellerinden geleni yapacaklar. Bugüne kadar, az da olsa elimden geleni yapmaya çalıştım. Bugünden sonra ise elimden gelenden daha fazlasını yapmaya çalışacağım. Belki ben çile çekeceğim, zorluklar içinde kalacağım, fakat Ahmet Kerem ve gelecek nesillerim inşallah rahat olacaklar.

Bu hafta meydanlarda nöbetteyiz. İslam için, ülkem için, ailem için.

Not: Ben kişisel olarak, aktif blog, instagram, twitter, vs. kullanan kişilerin geç yayın yapmasını eleştiriyordum. Fakat gördüğünüz gibi, Snapchat hariç yayınlarımda geç kalmış bulunmaktayım. Eleştirmekte sonuna kadar haklısınız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir